SÜNEN EBU DAVUD

Bablar    Konular    Numaralar  

SALAT BAHSİ

<< 874 >>

DEVAM: 146-147. Rüku'da Ve Secdede Ne Söylenir?

 

حَدَّثَنَا أَبُو الْوَلِيدِ الطَّيَالِسِيُّ وَعَلِيُّ بْنُ الْجَعْدِ قَالَا حَدَّثَنَا شُعْبَةُ عَنْ عَمْرِو بْنِ مُرَّةَ عَنْ أَبِي حَمْزَةَ مَوْلَى الْأَنْصَارِ عَنْ رَجُلٍ مِنْ بَنِي عَبْسٍ عَنْ حُذَيْفَةَ أَنَّهُ رَأَى رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ يُصَلِّي مِنْ اللَّيْلِ فَكَانَ يَقُولُ اللَّهُ أَكْبَرُ ثَلَاثًا ذُو الْمَلَكُوتِ وَالْجَبَرُوتِ وَالْكِبْرِيَاءِ وَالْعَظَمَةِ ثُمَّ اسْتَفْتَحَ فَقَرَأَ الْبَقَرَةَ ثُمَّ رَكَعَ فَكَانَ رُكُوعُهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ وَكَانَ يَقُولُ فِي رُكُوعِهِ سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ سُبْحَانَ رَبِّيَ الْعَظِيمِ ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ مِنْ الرُّكُوعِ فَكَانَ قِيَامُهُ نَحْوًا مِنْ رُكُوعِهِ يَقُولُ لِرَبِّيَ الْحَمْدُ ثُمَّ سَجَدَ فَكَانَ سُجُودُهُ نَحْوًا مِنْ قِيَامِهِ فَكَانَ يَقُولُ فِي سُجُودِهِ سُبْحَانَ رَبِّيَ الْأَعْلَى ثُمَّ رَفَعَ رَأْسَهُ مِنْ السُّجُودِ وَكَانَ يَقْعُدُ فِيمَا بَيْنَ السَّجْدَتَيْنِ نَحْوًا مِنْ سُجُودِهِ وَكَانَ يَقُولُ رَبِّ اغْفِرْ لِي رَبِّ اغْفِرْ لِي فَصَلَّى أَرْبَعَ رَكَعَاتٍ فَقَرَأَ فِيهِنَّ الْبَقَرَةَ وَآلَ عِمْرَانَ وَالنِّسَاءَ وَالْمَائِدَةَ أَوْ الْأَنْعَامَ شَكَّ شُعْبَةُ

 

Huzeyfe (r.a.)'den (rivayet edildiğine göre, Kendisi) bir gece Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'i (teheccüd) namazı kılarken görmüş (Resul-i Ekrem önce); “Allahu ekber Allahu Ekber Allahu ekber zul'melekuti ve'l-ceberuti vel kibriyai ve'l-azameti" Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, Allah en büyüktür, izzet ve saltanat sahibidir, kahir ve kudret sahibidir, ululuk ve azamet sahibidir" deyip sonra istiftah etmiş ve (Sure-i) Bakara'yı okuyup sonra rüku'a varmış, rükuu (sure olarak) kıyamı kadarmış. Rükuunda "subhane rabbiye'l-azîm, sübhane rabbiye'I-azim = büyük olan rabbimi tesbih (ve tenzih) ederim" demiş. Sonra rükuu kadar da ayakta kalıp "Li rabbîyei-hamdü = rabbim için hamd olsun" demiş, sonra secdeye varmış ve secdesi de kıyamı kadar sürmüş. Secdesinde "sübhane rabbiye'l a'Ia = yüce olan rabbimi tesbih (ve tenzih) ederim" deyip sonra secdeden başını kaldırmış ve iki secde arasında "rabbiğfirlî, rabbiğfirlî = ey Rabbim beni bağışla, ey rabbim beni bağışla" diyerek secdesindeki kadar oturmuş ve (bu şekilde) dört rekat namaz kılmış ve bu namazda (sure-i) Bakara, al-i İmran, Nisa, Maide veya En'am'ı okumuştur. (Ravi) Şu'be (Resul-i Ekrem'in okuduğu surenin En'am mı yoksa Maide mi olduğunda) tereddüt etmiştir.

 

 

Diğer tahric: Nesaî, tatbîk; Ahmed b. Hanbel, V, 388, 397, 398, 400, 401; VI-24.

 

AÇIKLAMA:    

 

"Sonra istiftah etmiş*' sözü "Fatiha okudu" anlamına gelebileceği gibi, "subhaneke duasını okudu" anlamına da gelebilir. Aynı zamanda bu kelime "iftitah tekbiri aldı" anlamını da ifade et­mektedir.

 

Bu durumda Resul-i Ekrem (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in tercümesini sunduğumuz duayı if­titah tekbirinden önce okumuş olması mümkün olduğu gibi, sonra okumuş olması da mümkündür. Ayrıca bu hadis-i şerifte Resuİ-i Ekrem'in birinci re­katta Bakara, ikinci rekatta AI-i İmran, üçüncü rekatta Nisa Suresi'ini oku­duğu; dördüncü rekatta da Maide veya En'am surelerinden birini okuduğu ifade ediliyor ki bu, Resul-i Ekrem'in dört rekatlı namazların her rekatında Fatiha'dan sonra zamm-i sure okumuş olduğunu gösterir. Bir önceki hadis-i şerifte de ifade ettiğimiz gibi, her rekatta Fatiha'dan sonra zamm-i sure ve sözü geçen duayı okumak Hanefî ulemasına göre sadece nafile namazlarına mahsustur. Zaten hadis-i şerifin metninden de Resul-i Ekrem (s.a.v.)'in kıl­mış olduğu bu namazın teheccüd namazı olduğu anlaşılmaktadır.

 

Metindeki "sübhane rabbiyelazîm" sözünün iki kere tekrarlanışına ba­karak Resul-i Ekrem'in bu teşbihi sadece iki kere tekrarladığım zannetmek ,doğru değildir. Bu teşbihin metinde iki kere zikredilmesinden maksat, Resul-i Ekrem'in bunu defalarca tekrarladığını ifade etmektedir. Nitekim biz bu me­seleyi 871 numaralı hadis-i şerifte genişçe açıkladık. Hadis alimlerinin beya­nına, göre metinde geçen "lirabbiye'l-hamdu" cümlesini Resul-i Ekrem rüku'dan doğrulduktan ve "semiallahü limenhamideh" dedikten sonra söy­lemiştir. Aynı zamanda bu hadis-i şerif Hz. Nebiin okuduğu bildiri­len bu gibi teşbihleri ve duaları nafile namazların kavme ve celselerinde okumanın caiz olduğuna da kesinlikle ve açıkça delalet etmektedir.